30.12.2024

Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Sedide Akbulut, Artvin'de "Ailede Çözüm Becerileri" konulu konferans verdi.

Artvin İl Müftülüğü tarafından Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Konferans Salonu'nda düzenlenen program, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Açış ve selamlama konuşmasını gerçekleştiren İl Müftüsü Mesut Harmancı; “Değerli misafirler, kıymetli Artvinli kardeşlerim, bugün burada, toplumumuzun temel taşı olan aileyi konuşmak ve aile içinde çözüm becerilerimizi geliştirmek üzere bir aradayız. Aile, bir milleti ayakta tutan en önemli yapı taşıdır. Burası, sevginin, sadakatin, merhametin ve huzurun yeşerdiği bir sığınaktır. Ancak ne yazık ki, günümüzde bu kutsal yapıya yönelik tehditler giderek artmaktadır.

Bir yandan, aileyi kurmanın, korumanın ve güvende tutmanın mücadelesini verenler varken; diğer yandan, cinsiyet eşitliği söylemi adı altında aile yapısını zayıflatmaya ve çözülmelere yol açmaya çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız. Bu durum, bizlere düşen sorumluluğun ne denli büyük olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir.

Diyanet teşkilatı olarak, toplumumuzun her kesimine manevi destek sunmanın gayreti içindeyiz. Bununla birlikte, aile kurumuna yapılan her türlü saldırıya karşı bu güzide yapıyı korumak da en önemli vazifelerimizden biridir. Çünkü sağlam bir toplum, ancak sağlam bir aile yapısı ile mümkündür. Bu vesileyle, programımıza bizleri kırmayarak bunca yoğun programına rağmen programımıza iştirak eden sayın Eğitim Hizmetleri Genel Müdürümüz Sedide Akbulut hocamıza ve siz değerli kardeşlerime teşekkür ediyor, burada paylaşılacak bilgilerin hepimiz için faydalı olmasını diliyorum. Ailelerimizle birlikte, sevgi, huzur ve birlik içinde bir ömür sürmemizi niyaz ediyorum. Allah hepinizden razı olsun.” dedi.

Aile konulu sinevizyonun ardından konuşma yapan Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Sedide Akbulut;

“Eşlerin Kırmızı Çizgileri Olmalı;

“Eşler, birbirlerine karşı sevgi, saygı ve anlayışla yaklaşmalıdır. Ancak sağlıklı ve huzurlu bir aile ortamı için bunların yanı sıra kırmızı çizgilerin de belirlenmesi gerekir. Bu kırmızı çizgiler, güveni zedeleyecek davranışlardan uzak durmayı, birbirinin haklarına ve sınırlarına riayet etmeyi içerir. Eşler, İslam ahlakı çerçevesinde birbirlerini incitmemeli, sadakate, samimiyete ve şeffaflığa dayalı bir ilişki kurmalıdır. Bu çizgiler, aile birliğini koruyan, sevgi ve huzuru daim kılan bir kalkan işlevi görür. İletişimde samimiyet, ahlakta hassasiyet, davranışlarda ise sorumluluk bu çizgileri güçlü kılar.”

Söz ağızdan çıkan ok gibidir;

Söylediğimiz her kelime, muhatabımızın gönlünde bir iz bırakır. Bazen bu iz sevgi ve muhabbet olurken, bazen de derin yaralara dönüşebilir. Yanlış bir söz, ne kadar geri alınmak istense de bıraktığı etkiyi silmek kolay değildir. Hatta o sözü düzeltmeye çalışırken bile karşımızdakine zarar verebiliriz. Bu nedenle, sözlerimizi seçerken hikmetle, nezaketle ve incelikle hareket etmeliyiz. Peygamber Efendimiz’in buyurduğu gibi, ya hayır söylemeli ya da susmalıyız. Unutmayalım ki, güzel söz, gönülleri fetheder; kırıcı söz, öfkeli halde söylenen ifadeler kalpler arasına mesafeler koyar, telafi edilemez zararlara neden olur. Huzur olmaz.

Merhamet muhatabını anlamak, muhatabını incitmemektir;

“Merhamet, sadece acımak ya da şefkat göstermek değildir;

Merhamet, muhatabını anlamak, onun halini gözetmek ve ona zarar vermemek için özen göstermektir. Birine merhamet etmek, onun duygularını, ihtiyaçlarını ve hassasiyetlerini fark ederek davranmayı gerektirir. Muhatabımızı anlamadan sarf edilen bir söz ya da yapılan bir davranış, farkında olmadan incitici olabilir. Oysa gerçek merhamet, karşımızdakinin gönlünü kırmadan, onu olduğu gibi kabul ederek ve sevgiyle yaklaşarak sergilenir. Kavli leyyin yani yumuşak sözle birbirimize hitap etmeliyiz. Dışarda yabancılara gösterdiğimiz ihtiramı, saygıyı evde en çok hak eden eşimize de göstermeliyiz.

Allah kadını da erkeğide farklı ve birbirini tamamlamak için yaratmıştır

Allah, kadını da erkeği de farklı özelliklerle ve birbirini tamamlamak için yaratmıştır.

Bu farklar, bir üstünlük ya da eksiklik değil, yaratılışın hikmetine dayalı bir uyumun ifadesidir. Kadın ve erkek, fiziksel, duygusal ve sosyal açıdan birbirini destekleyen bir yapıya sahiptir. Erkeğin kuvveti kadının şefkatiyle, kadının zarafeti erkeğin koruyuculuğuyla dengelenir. Bu uyum, hem aile içinde hem de toplumsal hayatta denge ve huzurun temelini oluşturur. İslam, bu farklılıkları bir çatışma alanı değil, bir birliktelik ve iş birliği vesilesi olarak görmemizi ister. Kadın ve erkek, birbirine emanet edilmiş iki yarımdır; birlikte, sevgi, saygı ve anlayışla bir bütünü tamamlarlar.

Huzur ve mutluluk, bardağın dolu tarafını görmekle başlar. Peygamber Efendimiz, eşler arasındaki ilişkide olumsuzluklara odaklanmak yerine, birbirimizin güzel yönlerini görmeyi öğütlemiştir. Beğenmediğiniz bir özelliğe takılıp kırgınlık beslemek yerine, eşinizin iyi ve güzel taraflarını hatırlayın. Çünkü huzur ve mutluluk, bardağın dolu tarafını görmekle başlar. Ailede sevgi ve anlayışı daim kılmak, birbirimizin kusurlarına değil, güzelliklerine odaklanmayı gerektirir.” dedi.

Konferansın ardından İl Müftüsü Mesut Harmancı, günün anısına Akbulut’a tablo hediye etti.

Program, hatıra fotoğrafıyla sona erdi.