15.06.2024

ARTVİN İL MÜFTÜSÜ MESUT HARMANCI’DAN KURBAN BAYRAMI MESAJI

 

Ümmet olma bilincimizi yenileyen, millet olma irademizi canlı tutan; birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularımızı pekiştiren, yardımlaşma ve dayanışmayı artıran Kurban Bayramı’na 16 Haziran 2024 Pazar günü kavuşmuş olacağız. Bu vesileyle Yüce Rabbimize hamd ediyor, Sevgili Peygamberimize salât ve selâmlarımızı arz ediyoruz.

Kurban kelime olarak dilimize Arapça’dan gelmiştir. Arap dilinde “Udhiye” kelimesiyle ifade edilir. Kurban “yaklaşmak” ve isim olarak “kendisiyle yaklaşılan” anlamına gelir. Terim mânâsı ise: Allahü Teâlâ’ya yaklaşmak için kurban niyetiyle belirli vakitte kesilen özel hayvanın adıdır.

Kurban da zekât gibi hicretin ikinci yılında emredilmiştir. Kurban hakkında Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmuştur: “Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.” Müfessirlerin bazılarının görüşüne göre buradaki “namaz” bayram namazı, “kesmek”ten kasıt ise kurban bayramı günlerinde kesilen kurbanlardır. Kurban kesmenin ve kurban bayramında bayram namazı kılmanın vacip olduğuna bu ayet delil gösterilmiştir. Ayrıca Sevgili Peygamberimiz (s.a) de kurban kesmiş ve kurban kesmeyi öğütlemiştir. Kurban, Rahman ve Rahim olan Allah’a itaatin, onun yolunda fedakârlığın bir ifadesidir ve O’na şeksiz, şüphesiz ve tereddütsüz teslim olmaktır. Bütün şerlerden uzaklaşarak iyiliğe ve hayra yönelmektir. Bahşettiği bütün nimetlere karşı Allah’a sadakat göstermek, O’na manen yakınlaşmaktır. Aynı zamanda Kurban, Allah’ın (c.c.) rızasını kazanmak için dünyalık nimetlerden vaz geçebilmenin de bir göstergesidir. Bütün ibadetlerimizde olduğu gibi, kurbanlarımızın da gayesi aynıdır: Rabbimize kulluğumuzu, tazim ve muhabbetimizi sunmaktır. “Allah’a adanmışlığın sembolü olan kurban; teslimiyetin, itaat ve sadakatin tezahürüdür. Bizleri Allah’a yakınlaştıracak umudun adı ve iyiliğe ulaştıran özel bir ibadettir Kurban, umutlarımızın yeşerdiği günlerin müjdecisi ve dualarımızın kabul olmasına vesiledir. Rabbimizin affedilmemize sebep kıldığı bir ibadet ve bizim için bir af dilekçesidir. Kurban bizleri birbirimize yakınlaştıran bir ibadettir.  Kurban ibadeti inancımızın güçlendiği bereketli günlerin habercisidir.

Kurbanı Kimler Kesmelidir

Kurban kesmek, akıl sağlığı yerinde, büluğa ermiş, temel ihtiyaçları ve borçlarından başka nisap miktarı mala sahip olup seferi olmayan her Müslümanın yerine getirmekle yükümlü olduğu malî bir ibadettir. Bu malın artıcı (nâmî) olup olmadığına ve üzerinden bir yıl geçip geçmediğine bakılmaz. Buna göre yukarıda zikredilen şartları taşıyıp, temel ihtiyaçlarından ve borcundan başka 80,18 gr. altın veya değerinde para ya da eşyaya sahip olan kimselerin kurban kesmesi gerekir.

Kurban edilecek hayvanlar hangi nitelikleri taşımalıdır?

Kurban edilebilmesi için koyun ve keçinin bir, sığır ve mandanın iki, devenin ise beş yaşını doldurmuş olması gerekir. Ancak altı ayını tamamlayan koyun bir yaşını doldurmuş gibi gösterişli olması halinde kurban edilebilir. Kurban edilecek hayvanın, sağlıklı, organları tam ve besili olması, hem ibadet açısından hem de sağlık bakımından önem arz eder. Bu nedenle, kötürüm derecesinde hasta, zayıf ve düşkün, kesileceği yere gidemeyecek derecede topal, bir veya iki gözü kör, boynuzlarının biri veya ikisi kökünden kırık, dili, kuyruğu, kulakları ve memelerinin yarısı kesik, dişlerinin tamamı veya çoğu dökük hayvanlardan kurban olmaz. Ancak hayvanın doğuştan boynuzsuz olması, şaşı, hafif topal, hafif hasta, bir kulağı delik veya yırtılmış olması, memelerinin yarıdan daha azının olmaması, kurban edilmesine engel değildir.  Buna göre hayvanın değerini düşürücü nitelikteki kusurlar kurbana engeldir.

Kurban kesim vakti ne zaman başlar ve biter?

Kurban kesim vakti, bayram namazı kılınan yerlerde bayram namazı kılındıktan sonra; bayram namazı kılınmayan yerlerde ise fecirden (sabah namazı vakti girdikten) sonra başlar. Hanefîler'e göre bayramın 3. günü akşamına kadar devam eder. Bu süre içinde gece ve gündüz kurban kesilebilir. Ancak kurbanların gündüz kesilmesi daha uygundur. Şâfiîlere göre ise bayramın 4. günü gün batana kadar kurban kesilebilir.

Kurban keserken nelere dikkat edilmelidir?

Kurban keserken aşağıdaki hususlara dikkat edilmelidir:

a) Usûlüne göre bir kesim yapmış olmak için hayvanın yemek ve nefes borularıyla, iki atardamarından en az birinin kesilmesi gerekir. Bu şekilde yapılan bir kesim sırasında, kanın akıp boşalmasını beklemeden hayvanın omuriliğinin hemen kesilmesi mekruhtur. Bu konuda etlik kesim ile kurbanlık kesim arasında bir fark yoktur.

b) Hayvanın canı çıkmadan başının gövdesinden ayrılmamasına ve derisinin yüzülmesi gibi diğer işlemlere başlanmamasına özen gösterilmelidir.

c) Kurban edilecek hayvana acı çektirilmemeli ve eziyet edilmemelidir. Bu nedenle hayvanlar ehil kişiler tarafından kesilmeli ve boğazlama işlemi süratli bir şekilde yerine getirilmelidir.

d) Çevre temizliği için gerekli tedbirler alınmalıdır.

e) Hayvanların bir diğerinin kesimini görecek şekilde yan yana bulundurulmamalarına azami özen gösterilmelidir.

Kurbanın Eti, Derisi Hakkında Yapılacak Şeyler:

Kurban bayramında kurban niyetiyle kesilen hayvanın etinden sahibi yiyebileceği gibi başkalarına da ikram edebilir. İsterse fakirlere dağıtabilir. En güzeli de budur. Kurbanın etini dağıtırken üçe ayırıp, bir kısmını kendisinin ve ailesinin yemesi, bir kısmını dost ve arkadaşlarına ikram etmesi, kalan üçte biri de fakirlere dağıtması en güzel şekil olarak tavsiye edilmiştir. Kurbanın eti, -kısmen veya tamamen- sahibi ve ev halkı tarafından tüketilebileceği gibi ister zengin, ister yoksul olsun başka kimselere de hediye ve sadaka olarak verilebilir. Ancak kurbanın et, sakatat, deri, yün ve süt gibi unsurlarının kurban sahibi tarafından satılması caiz değildir. Zira Hz. Ali’nin şöyle dediği rivâyet edilmiştir: “Resûlullah (s.a.s), develer kesilirken başında durmamı, derilerini ve sırtlarındaki çullarını yoksullara paylaştırmamı emretti ve onlardan herhangi bir şeyi kasap ücreti olarak vermeyi bana yasakladı ve ‘kasap ücretini biz kendimiz veririz’ buyurdu.” Ayrıca Hz. Peygamber (s.a.s), “Kim kurbanın derisini satarsa, kurban kesmemiş gibidir.” buyurmuştur. Bu sebeple kurbanın derisi ya da etinin satılması hâlinde alınan bedelin sadaka olarak verilmesi gerekir. Türkiye Diyanet Vakfı Artvin Şubesi olarak büyükbaş hayvan derilerini değerlendiriyor ve vatandaşlarımıza da çağrıda bulunuyoruz; Büyükbaş hayvan derilerini Türkiye Diyanet Vakfımıza bağışlayacak vatandaşlarımızın, din görevlilerimizin uygun göreceği yerlere bırakmalarını ve bu konuda din görevlilerimizin bilgilendirilmelerini rica ediyoruz.

Kurbanını Paylaş, Kardeşinle Yakınlaş

Bir diğer husus ise; bulunduğu yerde kurbanını kesme imkânı bulamayanlar veya birden fazla kurban kesmek isteyenler, vekâlet yoluyla kurban kestirebilirler İhtiyaç sahibi kardeşlerimize kurban etini ikram etmek için gayret gösteren pek çok gönüllü teşekkül gibi Türkiye Diyanet Vakfımız da ibadet ve emanet bilinciyle ‘Vekâletle Kurban Kesim Organizasyonu’ gerçekleştirmektedir. ‘Kurbanını Paylaş, Kardeşinle Yakınlaş’ şiarıyla bu yıl da başta depremden etkilenen iller olmak üzere ülkemizin dörtbir yanındaki kardeşlerimize kurban emanetlerinizi güvenle ulaştıracağız. Dünyanın pek çok bölgesinde mazlum, mağdur ve muhtaçlara yardımsever milletimizin iyilik elini uzatacağız. Acıları, zulümleri, gözyaşları ve hüzünleri el birliğiyle sevince dönüştüreceğiz. Kimsesizlerin kimsesi olacak, mahzun yüzleri birlikte güldüreceğiz inşallah. Bu vesileyle sizleri; din görevlilerimiz, il ve ilçe müftülüklerimiz, Türkiye Diyanet Vakfımızın internet sitesi aracılığıyla bu iyilik ve hayır kervanına katılmaya davet ediyorum.

Teşrik Tekbirlerini Unutmayalım

Kurban bayramında arefe günü sabah namazından itibaren, bayramın dördüncü gününün ikindi namazına kadar, yirmi üç vakit farz namazdan sonra bir kere “Allahu ekber, Allahu ekber, La ilahe illallahü vallahü ekber, Allahu ekber, velillahil-hamd” diye tekbir getirilir. Buna “teşrik tekbiri” denir. Teşrik tekbirleri bir çok fakihin görüşüne göre vacipdir.

Kıymetli Artvinli Hemşehrilerim;

Bayram günlerini, acıların, savaşların ve gözyaşlarının kuşattığı dünyamızda sevinçlerimizi çoğaltmak, hüzün ve kederlerimizi azaltmak için bir fırsata dönüştürmeliyiz. Gönüllerin ihya edildiği bu rahmet günlerinde anne-babamızın, aile büyüklerimizin ve komşularımızın hatırını sormalı, dualarını almalıyız. Akrabalık haklarına riayet ederek sılai rahimde bulunmalıyız. Yardıma muhtaç bir yaşlıdan, evladını yitirmiş bir anneden, baba özlemi duyan bir yetimden, şefkat bekleyen bir mağdurdan, merhamet isteyen bir mazlumdan alınacak dualar, Allah’ın rızasını kazanmamızı vesile olacak, sevgi ve kardeşlik bağlarımızı güçlendirecek, birlik-beraberlik, paylaşma, dayanışma gücümüzü artıracaktır.

Bayramımız başkalarının bayramına, bayram sevincimiz başkalarının sevincine vesile olsun. Birbirimizi hatırlamaya, kardeşlik ahdimizi yenilemeye, dostlukları pekiştirmeye, dargınlık ve düşmanlıkları terk etmeye fırsat olsun. Zira yaşadığımız dünyada bayramların hatırlattığı değerlerin hayatımıza getirdiği hayır, iyilik, merhamet ve berekete her zamankinden daha çok muhtacız.

Bu vesileyle, Kurban Bayramı’nın yaratıcımıza ve can taşıyan her varlığa karşı sorumluluğumuzu hatırlatmasını ve bizler için iyilik ve doğruluk yolunda geçirilecek bir hayatın miladı olmasını diliyorum.

Aziz milletimizin ve tüm İslam âleminin Kurban Bayramı'nı tebrik ediyor; bu rahmet günlerinin ruhlarımıza dirlik, kalplerimize huzur, hanelerimize bereket, ülkemize ve İslâm âlemine hayırlar getirerek insanlığın hidayet ve barışına vesile olmasını Cenab-ı Mevla’dan niyaz ediyorum.