13.07.2018

"15 Temmuz Şehitlerimizi Anma ve Hatim Duası"

 

Diyanet İşleri Başkanlığımız tarafından ilimize gelen  Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanı Hafız Osman ŞAHİN ve Din Hizmetleri Yüksek Kurulu Uzmanı Nevzat Sabri AKIN  15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümü etkinlikleri kapsamında Merkez camiinde şehitlerimiz için okunan hatim duası merasimi yapıldı.

13 Temmuz 2018 Cuma günü Cuma namazı öncesi şehitlerimizin ruhlarına ithafen Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanı Hafız Osman ŞAHİN hocamız (Artvinli hemşerimiz), "Kur'an-ı Kerim Ziyafeti" verdi. Kur’an-ı Kerim ziyafeti ardından Din Hizmetleri Yüksek Kurulu Uzmanı Nevzat Sabri AKIN hocamız 15 Temmuz şehitlerimiz duasında; 

“Ey bizleri 15 Temmuz gecesinde milletçe büyük bir felaketten, büyük bir badireden kurtaran Yüce Rabbimiz! Sana sonsuz hamd ü senalar ediyoruz. Hamdimizi, şükrümüzü dergah-ı uluhiyyetinde kabul eyle Allahım!

Ya İlahî, 15 Temmuz gecesi ülkemizin birlik ve bütünlüğüne, milletimizin hürriyet, irade ve bekasına yönelik ihaneti püskürtmek için hiç tereddüt etmeden tankların önüne yatan, silahlara meydan okuyan, bedenlerini bu vatan için siper eden, canlarını din ü devlet, mülk ü millet, istiklal ve istikbalimiz için feda eden ve şehadet mertebesine ulaşan aziz şehitlerimizin her birini sonsuz rahmetine gark eyle. Cennetinle ve cemalinle müşerref eyle Ya Rabbi. Bütün şehitlerimizi, Bedir şehitleriyle, Uhud şehitleriyle ve Çanakkale şehitleriyle birlikte haşreyle Allahım.

Şehitlerimizin kabirlerini pür nur, makamlarını âlî eyle Allahım! Her birine rahmet ve minnet borçlu olduğumuz mübarek şehitlerimizin anne, baba, eş, evlat ve yakınlarına sabr-ı cemil ihsan eyle Allahım!

Ya İlahi! 15 Temmuz gecesi hainlere, zalimlere, ihanet şebekelerine karşı milletçe yekvücut olduğumuz gibi bundan sonra da bu birlik ve beraberliğimizi, huzur ve kardeşliğimizi daim eyle. Bölünüp parçalanmaktan, dağılıp bozulmaktan bizleri muhafaza eyle. Yaşadığımız bu meş’um hadiseden ders alarak milletçe birbirimize kenetlenmemizi lütfeyle Allahım! Birbirimizin varlığını kendi varlığımız, hukukunu kendi hukukumuz sayabilmeyi bizlere bahşeyle Allahım! Fitne ve fesada, hile ve tuzağa karşı feraset ve basiretle davranmamızı ihsan eyle Allahım! Şehitlerimizin uğruna canlarını verdikleri davalarına sahip çıkacak imanlı, ihlaslı, vatanını ve milletini seven nesiller yetiştirmeyi bizlere nasip eyle Ya Rabbi!

Şanlı ordumuza ve güvenlik güçlerimize yurt içindeki ve dışındaki terörle mücadele operasyonlarında, karada, denizde ve havada nusretinle ve kudretinle yardım eyle. Her türlü fitne ve fesada, hile ve tuzağa karşı bizlere feraset ve basiret ihsan eyle. Birlik ve beraberliğimizi, huzur ve kardeşliğimizi daim ve baki eyle. Bölünüp parçalanmaktan, dağılıp bozulmaktan, tefrikaya düşmekten bizleri muhafaza eyle.

Ya Rabbi! Bu toprakları vatan kıldığımız günden bugüne kadar milletimizi millet yapan değerler uğruna can veren bütün şehitlerimiz için okuduğumuz hatm-i şerifleri kabul eyle. Şehitlerimizin ruhlarına bağışlıyoruz makbul eyle. Makamlarını âli mekanlarını cennet eyle. Bu hatimleri okuyan, yapılan duaya amin diyen kardeşlerimizi de iki cihanda aziz eyle Allahım! Aziz şehitlerimizin hürmetine bizleri, ülkemizi, milletimizi, İslâm beldelerini ve tüm dünyayı her türlü savaştan, afetten, fitneden, fesattan muhafaza eyle Allah’ım!

 Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanı Hafız Osman ŞAHİN hocamızın okuduğu hutbede; “Üzerinde yaşadığımız vatan sadece bir toprak parçasından ibaret değildir. Ecdat diyarıdır. Şehitler emanetidir. Geleceğe sağlam adımlarla yürümek için bağrına yaslandığımız, uğruna canımızı verdiğimiz topraktır vatan.

Bizler tarih boyunca vatanımıza muhabbetle ve sadakatle bağlandık. Mukaddesatımız uğruna gözümüzü kırpmadan şehadete yürüdük. Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda fakirlik ve imkânsızlık içinde benzersiz bir varoluş mücadelesi verdik. Fakat hiçbir zaman geri çekilmedik. İman dolu göğüslerimizi nice hayâsız akınlara siper ettik. Allah’ın inayeti ve yardımıyla, cesaretimizle, fedakârlığımızla büyük zaferler kazandık.

15 Temmuz gecesi, sabaha kadar okuduğumuz salalar, getirdiğimiz tekbirler, tesbihat ve yakarışlar, dünyanın dört bir tarafından milletimizin selameti için el açıp yalvaran mümin kardeşlerimizin dualarıyla birleşti. Milletçe tek yürek, yekvücut meydanlara aktık. Birlik ve beraberliğimize, istiklal ve istikbalimize karşı girişilen hain saldırıya hep birlikte dur dedik. İmanımızdan ve vatan aşkımızdan aldığımız o muazzam ruhla hain emelleri boşa çıkardık. Feraset, basiret ve sekînetimizle büyük bir felaketin eşiğinden döndük.

Hutbemin başında okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Onlara, ‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın’ denildiğinde, ‘Biz ancak ıslah edicileriz!’ derler. Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lâkin anlamazlar.”

15 Temmuz gecesi maruz kaldığımız işgal girişimi din kisvesine bürünmüştü. Suret-i haktan görünen ama batıla hizmet eden FETÖ Terör Örgütü, imanımızı, ahlaki hassasiyetimizi, peygamber sevgimizi, zekât ve sadakamızı, kurbanlarımızı hâsılı tüm dini değer ve kavramlarımızı istismar etti. Kendi menfaati uğruna milletimizin varlığına, birlik ve beraberliğine, ülkemizin geleceğine kast etti.

Bu hainler, evlatlarımızı ailelerinden kopararak yüreklerinden vatan sevgisini, ümmet şuurunu söküp atmaya kalktı. Barış ve ıslah adı altında dini duyguları sömürerek aslında insanımızı bir güvensizlik girdabına sürükledi. Hâlbuki Peygamberimiz (s.a.s)’in ifadesiyle “Müslüman, elinden ve dilinden diğer Müslümanların güvende oldukları kişidir. Mümin, canları ve malları hususunda insanların kendisinden emin oldukları kişidir.”

Bizim bir tek harfi bile değişmemiş kitabımız, hayatı bütün berraklığıyla bilinen Peygamberimiz, temel ilkeleri apaçık ortada olan bir dinimiz vardır. Rüyalarla, gizemlerle, sinsi planlarla bu dine aykırı sözde İslamî bir dünya kurgulamaya çalışanlar asla muvaffak olamayacaktır. Unutulmamalıdır ki, Allah ve Rasulü’nü anarak kirli emelleri uğruna dinimizi istismar edenlerin sonu daima hüsrandır. Bu hüsran onları dünyada zillet, ahirette ise azap olarak yakalayacaktır.

15 Temmuz’u bir daha yaşamamak için bizlere düşen öncelikle din gibi yüce bir hakikati şahıslar üzerine bina etmemektir. Aklımızı, irademizi, vicdanımızı sorgulamaksızın bir başkasına teslim etmemektir. İslam’ı sahih kaynaklarından, iyi niyetli ve güvenilir ellerden öğrenmektir. Kur’an-ı Kerim ve Sevgili Peygamberimizin sünneti seniyyesi rehberliğinde yaşamaktır. Sahabe neslinden günümüze kadar Müslümanların büyük çoğunluğunun üzerinde yürüdüğü mutedil yolun dışında kalan bütün anlayışların sırat-ı müstakimden sapma anlamına geldiğini bilmektir. Bizi Allah’a kulluk yerine kendine kul olmaya çağıranlara itibar etmemektir. Yüzyıllar boyunca topraklarımızda oluşan ve dini hayatımızı ayakta tutan Anadolu irfanına sahip çıkmaktır.

Rabbimizin dualarımızı kabul ettiği bu icabet vaktinde hep birlikte niyazda bulunalım.

İlahî Yâ Rabbi! Dinimizin, devletimizin, milletimizin ve Âlem-i İslam’ın bekasını sarsacak her türlü dâhili ve harici beladan bizleri muhafaza eyle.

İlahî Yâ Rabbi! Fitne ateşiyle bizi yakmak isteyenlere, izzetimize, şerefimize ve kardeşliğimize göz dikenlere fırsat verme.

Birliğimize, dirliğimize, muhabbetimize gölge düşüren nifaktan, tefrikadan ve şiddetin her türlüsünden bizleri koru Allah’ım!

Sana inanan bu aziz milletten yardım ve inayetini, kuvvet ve rahmetini esirgeme Allah’ım!

Ya Rabbe’l-Âlemin! Bu aziz vatanın bekası uğruna can veren şehitlerimize rahmet, gazilerimize Şâfî isminle şifalar ve hayırlı ömürler ihsan eyle.

Onlara layık bir nesil olmayı bizlere nasip eyle Allah’ım!” diyerek hutbeyi tamamladı.